Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yalınayak ben

Yalın ayak yürümek isterdim Koşulsuz merhametin imparatorluğuna.. Dilini bilmediğim insanlardan geçmek.. Metrekaresini bilmediğim acılara selam vermek isterdim.. Dünya üzerinde hiç sarf edilmemiş cümlelerle yaşamak isterdim Şartların şekil vermediği topraklara yüz sürmek.. Adil bir infaz falan isterdim mesela.. Soluk soluğa inanmak için hayallere Gece güneşinde ısınmak isterdim... Umudun göç etmediği ütopyalarda toprağın kokusunu almak.. Seferi telaslarin yağmurunda ıslanmak isterdim.. Göğe baktıkça inanmak Inandıkça gülümsemek isterdim..

SANSÜRSÜZ!

   İnsanlık tarihi bilinmeyenleri günyüzüne çıkarmak suretiyle günümüze kadar uzun ve meşakatli bir yol aldı. Yolda önüne çıkan tüm engellere rağmen bilginin gücü ağır bastı ve bizi modern dünya istasyonuna ulaştırdı. Vardığımız en son durakta bizi ilk geldiğimizden çok farklı bir dünya karşıladı. İnsan eliyle yaratılmış bu koca kavram karmaşası, bilginin sırtına dayanmış olsa da aslında çoğu bilgiyi de bizden sakladı ve saklamaya devam ediyor..    Bilginin özgür ve halka açık olması alternatif olarak sarıldığımız demokrasi rejiminin vazgeçilmezidir. Her yönetimin buna karşı olan hassasiyetlerinin farklı olduğunu görüyoruz. Buna karşın insanlığın bilgiye olan muhtaçlığı ve iştahı tüm kuralların üstünde bir yer edinmiş. Beyin ile bilgi arasında hiçbir duvarı sıva tutmamıştır.    Bir insanın bilgiyi reddetmesi fiili eylemlerin ötesinde psikolojik baskının stratejik olarak yönlendirilmesi sonucu kitlelerde filizlenir. Kitlelerde yaratılmış yoğun atalet hal...

Modern Zombiler

   İki katlı bir binadan bakıyorum kalabalığa..    Gürültülü bir sessizlik bir insanı ancak bu kadar rahatsız edebilir. Görüş mesafeme girip çıkan yürüyen, koşan, telaşlı, terli, umursamaz, yaşlı, genç erkek ve kadınlar dengemi bozuyordu. Acının beden bulmuş hali olan insan yığınları bir bir görünüp kayboluyordu gözümün önünden..    Algılarım tıkanıyor baktıkça..    Doğum ve ölüm arasındaki sıkışmanın yansımasını izliyorum. Ve hava umursamaz bir tavırla kapanıyor içine. Hava ağlamaklı ve görkemli bir hüzün barındırıyordu içinde. İnsan seline darılmış olmalı diye düşünüyor insan umutsuz karanlığına baktıkça..    Akla gelen ilk soru nereye gidiyor bu insanlar ne için koşuşturuyorlar. Bir yerden bir yere gitmek için mi nefes alıyorlar yoksa nefes almak için mi bir yerlere gidiyorlar?    Sarsıcı bir tempo tutuyor herkes.. Duygusal bir şarkının ayrı notaları gibi birbirlerinden habersiz varolma savaşı veriyorlar. Yol boyunc...