Demokrasi'yi beklerken..
Dillere pelesenk olmuş bu ölü kavram hergün yüzlerce defa diriltilip eşzamanlı olarak vicdanlarda öldürülüyor.
Bu kavrama bu makus talihi neden yaşatıyoruz?
Hepimizin ille de demokrasi dediği yönetim biçimlerinde "Demokrasi"yi neden tam olarak yaşatamıyoruz?
Herkesin demokrasi ile ilgili tanımı farklı olabilir. Genel kabul gören ve literatürde karşılaştığımız tanımı, demokrasi sözünün etimolojik kökeni “demos” (halk) ve “kratos” (egemenlik) kelimelerine dayanıyor. Kısaca Demokrasi, halkın egemenliği demektir.
Halk, halkın egemenliği kavramından birşeyler bekliyor.
Esas sıkıntı burda başlıyor..
Bu kavramdan birşeyler beklemek..
Beklentisi olan halkın yaşama faslına geçmesi imkansız oluyor. Çünkü Demokrasi kaf dağının ardında değil ya da leylekler getirmiyor. O zaman neden oturup bize gelmesini ya da birilerinin bize tepside sunmasını bekliyoruz. Ki zaten gelmez o. Yaşam biçimi olarak hayata geçirilir.
Demokrasi kavramını reel hayatına geçirmeyen, demokrasiyi dilde sarfedip yaşama geçirmeyen halk, deniz ortasında susuz ölmeye mahkum kalır.
Demokrasi gibi çoğu kavramı çokça dillendirip çokça öldürmüyor muyuz zaten?
Hepimiz demokrasi gibi özgürlüğü de istiyoruz ama asla özgürlüğe tahammül edemiyoruz. Eşitlik istiyoruz ama başkalarıyla eşit olmak değil başkalarından üstün olmak için kırk takla atıyoruz. Hepimiz adalet istiyoruz ama başkasının hakkına gözümüzün önünde tecavüz edilirken ses çıkarmıyoruz. Hatta artık kendi hakkımızı bile savunmaktan aciz bireyler olarak yetişiyoruz ve gelecek nesilleri de bu anlayışla yetiştiriyoruz. Hepimiz ınsan olmaktan bahsediyoruz fakat en ufak engelde bu kavramın içini tamamen boşaltıyoruz.
BIZ KAVRAMLARI KULLANIYORUZ...
YAŞAMIYORUZ.!
Bu yüzden arkasında durabileceğimiz ne bir demokrasi ne özgürlük ne de adalet kalıyor.
Sahip çıkmadığımız yaşam alanımızda gönüllü köleliği seçiyoruz..
Yorumlar
Yorum Gönder